Taşımalı eğitimden dolayı boşaltılan ve katılımcı bir yöntemle yeniden işlevlendirilen Gürsu Taş Mektep’in hayata dönüş öyküsü olan belgeselin ilk gösterimi ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Söyleşi ve üretilen projelerin sergi açılışının da yapıldığı etkinlikte, Taş Mektep’in kollektif üretme bilincini açığa çıkarttığını ve buna ilişkin çalışmaların süreceği vurgulandı.
Mimarlar Odası’na bağlı Ankara, Eskişehir, Gaziantep ve Trabzon Şubesi işbirliğiyle 2016 yılı Haziran ayında gerçekleştirilen Gürsu Taş Mektep Mimarlık Öğrencileri Yaz Kampı ile hayata yeniden katılan Taş Mektep belgesel gösterimi, söyleşi ve üretilen projelerin sergisi yapıldı.
ODTÜ gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmalarını ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güven Arif Sargın, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Gürol Ustaömeroğlu yaptı.
Etkinliğe ODTÜ Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elvan Altan Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Namık Kemal Kaya, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya,
Taş Mektep’te okumuş olan Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ercüment Şahin Çervatoğlu, Taş Mektep belgeselinin yönetmeni Kenan Beysülen, Gürsu halkı ve öğrenciler katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güven Arif Sargın şunları söyledi:
“Çok uzun bir süredir biz YÖK tarafından yapılacak bir dış değerlendirme sürecine hazırlanıyoruz. Bu değerlendirme süreci nasıl olacağından bağımsız olarak bize verilen görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Onu yaparken özellikle sorulan konulardan bir tanesi dış değerlendiriciler tarafından kurulun iç ve dış paydaşlarımızla ilişkimizi nasıl kurduğumuz üzerine. O çerçeveden bakıldığında aslında en kuvvetli dış bileşenlerimizden birinin meslek örgütümüz olduğunu görüyoruz. Hatta dün tamamladığımız kallavi bir raporun birçok maddesinde özellikle meslek kurduğumuz, birlikte kotardığımız kollektif üretimi birlikte tattığımız projeler üzerinden kendimizi tanımlamaya çalıştık. Önümüzdeki hafta gerçekleştireceğimiz mimarlık eğitim kurultayının dokuzuncusunda da birlikte olacağız. Meslek örgütümüzle her ölçekte birlikte olmaya çalışıyoruz. Mimarlık fakültesi olarak ta bize verilen görevlerden kaçınmadığımız gibi yeni görevlerde sorumluluk alanları yaratıyoruz ve görev alanlarını da birlikte tarifliyoruz. O çerçeveden bakıldığında özellikle Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin bizimle birlikte gösterdiği fedakarlığı ve çalışmayı da takdir ediyoruz. Her zamanda birbirimize destek olacağımıza dair bir söz üzerinden inşa ediyoruz. Umarım içinde bulunduğumuz bu zor durumda kurumlar arası işbirliğiyle alnımızın akıyla çıkarız. Taş Mektep Sergisi etkinliğinin içerisine baktığımız zaman ODTÜ mimarlığın ruhuna da yüzde yüz uyan örtüşen bir içerik olduğunu görüyoruz. ODTÜ mimarlık asli görevlerine dönme şansı bulur ve Anadolu’da ve erişebildiğimiz her noktada bu tür yapılar üreterek toplumla kaynaşır sosyal sorumluluk alanında kendimizi yeniden güçlü bir şekilde var ederiz diye düşünüyorum ama bu tek başına olmuyor belki Mimarlar Odası ile birlikte olmak bizi daha da güçlendirecek.
TAŞ MEKTEP YAŞAMI YENİDEN KURGULAYAN MEKAN OLDU
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan etkinliğe ODTÜ ile birlikte ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bugün burada Taş Mektep’in ilk gösteriminin yapılmış olması bizim açımızdan da çok anlamlı. Çok fazla yaz okulu yapıyorduk ve sadece proje bazında üretip geri dönüyorduk. Taş Mektep bizim açımızdan ODTÜ’nün Anadolu’daki staj üzerinden koordine ettiği üretiminin bir devamı gibi, inşasının yapılması ve yaşamı yeniden kurgulayan bir mekan olması açısından önemli. Belki o geleneği hatırlatma ve o geleneğin takipçisi olmanın bir izi olduğunu söyleyebiliriz. Taş Mektep’ten sonra Mimarlar odasının üretken projelerine ilgi arttı. Yerel yönetimler, Taş Mektep sürecinden sonra bizden ve Mimarlar Odası’ndan oldukça fazla yaz ve güz kampı istemeye başladılar. Taş Mektep’in hemen yıldönümünde Hekimhan Belediyesi ev sahipliğinde 8,9 gün yaz kampı yaptık. Aynı şekilde demir çelik tesislerinin hayata dönüşümü için çalışmalar başladı. Sonar Arsuz Belediyesi biz de de yapın dedi .İki ay gibi bir aradan sonra Arsuz’da güz kampı yaptık. Orada da hem tarihi bölgeyi hem deniz kenarını tasarladık. Anadolu’nun değişik yörelerinde mimarların ve diğer disiplinlerin dokunuşunu bekleyen çok fazla belediye var. Onlara da gelecek dönem için söz verdik belki ODTÜ ile birlikte yapma şansımız olur.Başta Ercüment Çervatoğlu olmak üzere, meği geçen herkese teşekkür ediyorum”
Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Gürol Usta Ömeroğlu ise, “Özellikle mimarın ve mimarlığın sistem dışına itilmeye çalışıldığı bir dönemde geçmişten geleceğe bir işaret bakımından ve odanın bu işe imza koyması bakımından çok dikkate değer bir çalışmaydı. Bir şeyleri dert etmek gerekiyor, aksi halde sorunlar çözülmüyor. Bu okulda okumuş insanlardan Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ercüment Şahin Çervatoğlu bu okulu dert etmiş. Bu derdi paylaşmış, paylaşınca da mimarlara bunu pratiğe dökmek kalmış. Bu çalışmada öğrencilere bir şeyleri anlatmak ve onların geleceğe güvenle bakmalarını sağlamak ve imece usulü oradaki halkın katılması çok önemliydi. Bizim de buna tanıklık etmemiz kayda değerdir” diye konuştu.
EŞİT ÜLKE YARATMA MÜCADELESİNDEN YOLA ÇIKTIK
Açılış konuşmalarının ardından belgeselin gösterimi yapıldı. Daha sonra belgesel üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi.
Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ercüment Şahin Çervatoğlu, “Bizim hayallerimiz sadece bir köy okulunu hayata geçirmek değildi. Daha aydın daha demokratik daha eşit bir ülke yaratma mücadelesini daha yukarıya çıkartabilmekti. Bunun için kendi köyümüzden yola çıkabilir miyiz ve insanlara dokunabilir miyiz dedik. Bunun için yol arkadaşlarımız vardı, iyi ki var bu dostlarımız daha güzel yarınlarımızı kuracağımıza inanıyorum” dedi.
Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Gürol Usta Ömeroğlu da, Gürol da, “Bizim malzememiz insan, insanlarla bu mesleğin nasıl kaynaşabildiğini Taş Mektep’te gördük ve deneyimledik. Biz bu deneyimi kendi odamızı da yaşadık. Trabzon’daki 100 küsur yıllık binayı, yönetim binası olarak imece usulüyle mimarlar kendileri yaptı. Bu teklif bize geldiğinde bunu en iyi içselleştiren benim. Bunun bir oyuncusu olmaktan çok mutluyum” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Belgeselin yönetmeni Kenan Beysülen ise, bu çalışma çerçevesinde aynı zamanda sözlü tarih çalışması da yürüttüğünü belirterek, “Bir teyze vardı inşallah başarabilirsiniz dedi, sonra biraz durdu yapabilirsiniz dedi orada olmak keyifliydi. Benim hoşuma giden öğrencilerin orada kollektif bir ruhla çalışmalarıydı. Sorun yaşamaları ama çözmeleri çok güzeldi, güzel bir deneyimdi” dedi.
İSTERSEK ENGELLERİZ, İSTERSEK YAPARIZ
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan da şunları söyledi:
“Bu işe girdiğimizde çok heyecanlandık, bu kez Anadolu’da toprağa tohum attık ve büyümesini görüyoruz. Büyütüyoruz. Bu deneyim bizim için gelecek dönemin en önemli mihenk taşlarından birisi. Sadece savunmayla değil de yeni yaşamı dayanışma içinde örmek açısından çok önemli bir deneyimdi. İdeallerimizi yaşama geçirmeye Anadolu’nun en ücra köşelerinden başladık. Tıpkı Cumhuriyet döneminde Anadolu’ya yayılan idealler gibi… Bize Karadeniz mimarisini oradaki teyzeler anlattı. Mimarlık sadece bir bina yapmak değil, yaşamı yeniden kurgulamak. Bütün arkadaşlarımız birbiriyle kaynaştı. Herkesi bir araya getirtebilecek birleştirecek bir sergi ortamıyla bir ürün ortaya çıkardık. Taş Mektep’in açılışında oradaydım diğer köylerden insanlar gelmişti 600 kişi vardı, gerçekten insanlar bunun olamayacağına inanıyorlardı. Biz üniversitede öğrenci mücadelesine başladığımızda Ercüment ve Kenan ile aynı dönemdeniz, onlarda bilir ‘İstersek engelleriz istersek yaparız’ yazılı bir afişimiz vardı. O afiş bütün kentsel mücadele sürecinde hiç gözümün önünde gitmedi. Biz ‘İstersek engelleriz istersek yaparız’ diyen kuşaktan geliyoruz. Taş mekteple yapma eylemini Anadolu’ya yaygınlaştırıyoruz. Bunun daha da büyüyerek devam edeceğini düşünüyorum.”
Daha sonra Taş Mektep Yaz Kampı’na katılan öğrenciler deneyimlerini paylaştı, ardından katılımcıların soruları yanıtlandı.